21 Mart 2016 Pazartesi

Sylvia Plath

Dergiler, kitaplar, müzikler olmasa bugünleri nasıl atlatırdık bilmiyorum. Şu Kafka Okur Dergisi mesela, nasıl bir armağandır bizlere. Konu seçimlerine, anlatım biçimlerine, grafiklerine, hiçbir dergiye benzemeyen ebatlarına, hafif samanlı kalınımsı kağıdına bayılıyorum. Hemen her sayıda, çoğunlukla çizgi dışı kadın karakterlerin hayatlarını ve eserlerini inceliyorlar. En çok da o bölümlerin hastasıyım. Bir sayıda Frida vardı, diğerinde Tezer Özlü. Araya bir Cemil Meriç girdi (O da çok güzel anlatılmıştı) Son sayıda ise Sylvia Plath var.
Diğer sayıların aksine Sylvia Plath'ı anlatan bölümü biraz kısa bulduğumu itiraf etmeliyim. Daha uzun olsa, okuyana daha çok nüfuz ederdi diye düşünüyorum ama yine de, yoğun, derin ve trajik bir hayat hikayesini güzel vermişler.
 Arka kapak görseli
2-3 hafta önce tamamen şans eseri Sylvia Plath'in 'Sırça Fanus' kitabını almış ama elimdeki bitmediği için okumaya başlamamıştım. Yazar hakkında dergide okuduklarımdan sonra hemen başladım.
Yaratıcı yönü çok ağır basan insanların, bu yaratıcı gücü gereken şekilde kanalize edemediklerinde, içlerindeki enerjiyi kendilerini yok etmeye yönelttiklerine inanıyorum. Sanat dünyası bu tarz örneklerle dolu. Sylvia Plath de 'Bu hayata sahibim ama onunla ne yapacağımı bilmiyorum' diyerek 31 yaşında onu sonlandırmayı seçmiş birisi. Böyle bir duygu ve düşünceyi çok şükür ki anlayabilmem mümkün değil. Benden çok uzak duygular bunlar. Ama yine de bunları okumak ve anlamaya çalışmak kıymetli bir çaba. Kitabım bitince kitap hakkındaki düşüncelerimi yazarım size. Şimdilik iyi haftalar size.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder