10 Eylül 2015 Perşembe

Şu son günler

Şuraya olumsuz, üzücü konular yazmayayım diyorum ama olmuyor. Her gün ülke olarak en acı haberlerle ardı ardına sınanırken nasıl olsun ki zaten? Hafta başından bu yana Arnavutluk'un başkenti Tiran'daydım. 2004'teki Karadağ, Bosna Hersek ve Hırvatistan gezimin ardından hafta başındaki bu gidişimde de Balkanların durumunu tekrar görme ve hatırlama imkanı buldum. Şu an ayrı ülkelere bölünen eski Yugoslavya milletleri yüzyıllar boyu omuz omuza yaşarken birileri sokulmuş ve 'siz farklısınız' demiş. 'Gerçekten de öyle mi? veya 'Farklıysak ne fark eder' demeye kalmadan ellerinde silahlarla buluvermişler kendilerini. Birbirlerini yok ederek minik parçalara bölünmüşler. Şimdi hiçbirinin hiçbir şeyi tam değil ve aldıkları nefese kadar 'medeni' ülkelere borçlanmış durumdalar. Birinde biraz turizm var, birinde biraz tarım, diğerinde biraz maden. Çantalarında ise sadece eksilmişlik, acı ve kayıp. Bunu niye yazıyorum bilmiyorum, yazınca ne olacak onu da bilmiyorum. Ama senaryo hep aynı. Bu güzel ülkede yaşanan hiçbir şey buradaki halkların gerçek davası olmadı. Ceplerindeki çuvallar dolusu para ve ellerindeki sonsuz güçle yetinemeyenlerin oyun alanı buralar. Güzel günlerimiz yakın olsun inşallah.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder