19 Kasım 2015 Perşembe

Alacaklı

Şu fındık buruna bir bakın hele! Son ayların sürekli misafiri, her sabah bize uğramadan gününe başlamaz oldu.
Müstakil yaşama geçeli beri epeyce kedimiz oldu. Çoğuna baktık, sahiplendik ama sonradan mesafe koymak zorunda kaldık araya. Evin içine almıyoruz artık. Çok seviyorum kedileri, orası ayrı. Diğer taraftan bazen istemeden çok zarar verebiliyorlar. Bu nedenle son bir yıldır hiçbirini tam olarak sahiplenmedik. Bu gördüğünüze bir isim bile vermedik. Gerçi bu hiçbir zaman bir kedi sahiplenmeyeceğimiz anlamına da gelmiyor tabii. Bir sabah bir yavru buluverirsem kapıda her şey değişebilir :)
Gelin görün ki bir ismi olmaması bir şey değiştiriyor mu? Tabii ki hayır! :) Yine de her sabah kapıda. Pati sesi ile başlıyoruz güne :) Patilerini hızlı hızlı cama vurup göz teması kurmaya çalışıyor :) Görseniz alacaklı dersiniz.
Sonra çeşitli hareketler, danslar :) Çok tatlı bu hayvancıklar. Huzur dolular.
Sarı-kızıl köşeden de bir foto paylaşmayı ihmal etmeyeyim dedim. Geçen hafta bugün yaprakların çoğu ağaçların üstündeydi, artık çoğu yerde. Bir kenara oturup yaprakların havada döne döne, süzüle süzüle dökülüşünü seyrediyorum bazen.  Her son, yeni bir başlangıcın hazırlığı aslında. Bu dökülme de, önümüzdeki bahara yepyeni yapraklarla şıkır şıkır hazırlanmak için. Etrafımızdaki bütün güzellikleri verene sonsuz şükürler olsun. Bugünü nedense cuma gibi hissediyorum, olmadığını ara ara hatırlatmam gerekiyor kendime. Cumayı perşembe sanmak çok güzel de, perşembeyi cuma sanmak zor :) Selamlar benden kocaman.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder