19 Ekim 2015 Pazartesi

Hasret

Evden ayrı kalınca yerini yurdunu çok özlüyor insan. Geçtiğimiz Cuma gecesi dönüş yolunda artık burnum tütmeye başlamıştı özlemden, hasretten. Kısa ayrılıkların insana kattığı en güzel şey budur. Özlem ve hasret girer hayatına ve bunlar çok güzel duygulardır. Böylece kıymet bilmeyi, beraber olduğun anlardan en güzelini elde etmeyi daha iyi bilirsin. Cumartesi sabahı ilk iş Defniko ile güzel bir yürüyüş yaptık. Yaprakları süpürdük, temiz havayı çektik içimize, gizli yerimize gidip ortamı kolaçan ettik, sonbahar çiçeklerini seyrettik. Etrafımızda olan biteni fark ettik ve şükrettik.
Cumartesi günü yazdan gövdesi kalan sebzeler söküldü ve yerine kışlık sebzeler dikildi. Bu bölüm marullar. Salyangozlardan kurtarabilirsek yiyeceğiz bakalım :)
 Biberler durmadan vermeye devam ediyor, o nedenle söktürmedim henüz.
 Portakalları bekliyoruz sabırla. Herhalde 1- 1,5 aya olacaklar.  
 Portakal, limon ve mandalina ağaçları saksıda. Ekim için bir yeriniz yoksa balkon, teras vb gibi yerlerde saksı içinde rahatlıkla yetiştirebilirsiniz.

 Doğanın mükemmel güzelliği ve ellerimin kiri :)

 Komşunun dev göknarı ve nar ağacı. Fotoğraf güzelliği tam veremese de çok uyumlular yan yana.
 Ve sonbahar çiçekleri
 Sarılar
 Ürkek komşu kızı :)
 
Her yürüyüşten farklı bir şeyle dönüyoruz. Bazen taş, bazen dal, kimi zaman çiçek... Bunlar da Defniko'nun konfetileri, yere dökülen minik beyaz çiçekler... İyi haftalar diliyorum herkese. Sevgi ve selamlar.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder