30 Eylül 2015 Çarşamba

Hello Russell

Yazdan kışa nasıl da geçiş yaptık bir anda. 2 gündür ortalık sanki hep akşam karanlığında. Dün eve gittiğimde havanın apaydınlık olması gerekiyordu normalde ama sanki gece inmek üzere gibiydi. Her şey, mevsimler, mevsimlerle gelenler, farklı farklı mevsim modları, her şey iyi hoş fakat erken kararan hava bozuyor beni bir tek. Keşke kuzey ülkelerindeki gibi uzun saatler boyu aydınlık olsa. İşten döndüğümüzde uzun uzun aydınlık göğü görebilsek, yaşayabilsek... Neyse, yeterince homurdandım, bu konuda yapacak bir şey olmadığına göre asıl konuya gelelim.

Böyle havalarda insan eve kapandıkça ev faaliyetlerine yöneliyor ister istemez. Ben de iki akşamdır arşivden gidiyorum. Russell Crowe sever misiniz? Ben hastasıyım. Dün de eskilerden Robin Hood'u seyrettim tekrar. Bir filmde ne ararsınız bilmiyorum tabii ama benim çook eskilerde geçen, içinde romans olan epik filmlere ayrı bir düşkünlüğüm var. E bir de Russell varsa, ne duruyoruz, izleyeceğiz tabi :) Bence eğlenceli bir film. Dışarda yağmur pıt pıt cama vuruyorsa deneyin derim.

Şu an camdan dışarıyı görüyorum. Gıpgri ortalık, gıpgri :)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder